TUZLULAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
TUZLULAR etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ekim 2008 Salı

SARIYER BÖREĞİ ve P.D.Ç.S.E 27


Bugünlerde havalardan mı koşuşturmacadan mı bilmem elim bir türlü yeni yazı yazmaya gitmiyor. Sevgili Birsel'in Etkinlik davetine katılacağımı bildirmiştim.Baktım etkinlik zamanı geçiyor tembelliği bırakıp yazmaya başlama zamanı dedim. Bu sırada farkettim ki bu böreciğin resmi aylar öncesinden taslaklara kaydedilmiş de yazısını bekliyor. Daha fazla beklemesin diye de yazmayı planladıklarım ikinci bir emre kadar rafa kaldırıldı...
Öyle çok birikmiş ki tarifler, bir gün izin alıp, yazıp, sıraya mı koysam hepsini acaba... Yok yok, o günü de evde kalan işlerle boğuşarak ya da fırsat bu fırsat deyip film seyredip yan gelip yatarak geçiririm kesin. ikinci ihtimal daha zayıf tabii ama tarifleri toparlama ihtimali kadar değil:-))
Neyse, geçen gün televizyonda bir dizi de diyordu "fazla zorlama, nasılsa herşey olacağına varır".

Eskiden her İstanbul'a gidişimizde mutlaka Sarıyer Börekçisinden Sarıyer Böreği alır, sahilde çaybahçelerinden birinde yerdik. Açık havada yenen böreğin tadı da bir başka olur. Hala sahilde çaybahçelerinde oturmayı özlüyorum. Anneannem Büyükdere'de otururdu, senede birkaç kez İstanbul'a giderdik... annem anneanneme çok düşkündü ve İstanbul'a gitmek için mutlaka bir bahane bulurdu. Anneannem vefat ettikten 1,5 sene sonra da isteğini yerine getirmek üzere son kez götürdük onu İstanbul'a...

Aslında yazıyı fazla uzatmadan tarife geçmekti niyetim ama Sarıyer deyince anneciğimi ve anneannemi anmadan geçemedim. Mekanları cennet olsun...

Artık toparlanıp tarife geçme zamanı ( yazıyı gecenin bi vakti yazınca böyle oluyor işte:-))
Bu tarif lezzette Sarıyer Börekçisinin böreğini aratmıyor gerçekten, hatta laf aramızda onunki kadar yağlı da değil:-))) Şiddetle tavsiye ediyorum...

Malzemeler;
  • 4 yufka
  • 250 gr. kıyma
  • 4 büyük soğan
  • 1 çay bardağı dolmalık fıstık
  • 1 çay bardağı kuş üzümü
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • tuz
  • karabiber

Yufka harcı için;

  • 2 su bardağı süt
  • 2 yumurta
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • üzeri için 1 yumurta sarısı

Kıymayı içine birşey katmadan kavuruyoruz. Başka bir kapta 1 çay bardağı ayçiçekyağı ile soğanları ve fıstığı birlikte kavuruyoruz, soğumaya bırakıp ılındıktan sonra içine kavrulmuş kıyma ve üzümü ilave edip kısık ateşte 10 dak. kavuruyoruz. Tuz ve karabiber ilave edip soğumaya bırakıyoruz.

Yufka harcı için yumurtaları çırpıyoruz, sonra yağı ilave edip çırpıyoruz, en son sütü ilave ediyoruz. Yufkayı açıp sıvı harçtan her yerine sürüyoruz. Soğuyan kıymalı harcı yufkanın ortasına şerit halinde koyuyoruz. Yufkayı D şeklinde katlayıp içteki harcın üzerine gelmeyecek şekilde katlanan parçaya tekrar sıvı harç sürüyoruz, rulo şeklinde sarıyoruz. (ilk fırsatta tekrar yapıp bu aşamaları da fotoğraflayacağım) Tüm yufkaları bu şekilde sarıp tepsiye diziyoruz. Artan yufka harcından yufkaların her yerine sürüyoruz. Üzerine yumurta sarısı sürerek 200 derecede kızarana kadar pişiriyoruz.

Afiyet olsuuun.

2 Eylül 2008 Salı

HAŞHAŞLI ÇÖREK


Tatil dönüşü bir rehavetle işe başlar ya insan, hani sanki tatil devam ediyormuş gibi...Dakka bir gol bir burnunuzda bitiverir sizi bekleyen işler ve ilk günden tatilin o güzelim rehaveti yerini koşturmacaya terk ediverir, bayram seyran dinlemez toplantılar...

Hal böyle olunca ben de ne Zafer Bayramımızı kutlayacak ne de hayırlı ramazanlar dileyecek iki satır yazmaya fırsat bulamadım:-((

Fedakar ve inançlı bir milletin kahraman ordusuyla omuz omuza bizlere armağan ettiği şanlı Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır,
Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır...
Dilerim bu bayram sadece tatil günü ve bir dizi kutlama için yolların kapatılması olarak görülmeden her sene hakettiği saygıyı görür ve çocuklarımız bu bilinçle büyürler. Zira bu sene beni çok üzen bu tarz yorumlarla karşılaştım malesef...

İkinci olarak herkese hayırlı ramazanlar dileyerek tarife geçmeden önce, önceki yazımda bahsettiğim, beni mutlu eden gelişmeye sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bazı arkadaşlarımın tahmin yürüttüğü gibi kendi Cafe'me kavuşmadım henüz. Bunun için sanırım biraz uzun bir zamana ihtiyacım var:-(( Ama elde etmek için önce istemek lazım, değil mi?...

Evet, kendi Cafeme kavuşamadım ama kendi tariflerimi gönderebileceğim, yazı yazacağım bir köşem var artık...

Bir kaç ay önce yerel bir gazeteden yemek köşesini hazırlamam için bir teklif gelmişti. Ben de kabul ettim, tariflerimin farklı bir yoldan daha fazla kişiye ulaşacak olması fikri beni heyecanlandırdı. Ve geçen haftaki sayıda ilk kez tariflerim yayımlanmaya başladı ve ben de yazarlar sütununda yerimi almış oldum:-)) Gazeteye buraya tıklayarak gözatabilirsiniz.

Sizlerin de paylaşmak istediği, özellikle yöresel tarifleriniz varsa serzincan@gmail.com adresinden bana ulaştırabilirsiniz.

Haşhaşlı çörek tarifi gazeteye gönderdiğim ilk tarifti. Konyadan gelen haşhaş ezmesiyle yapıldığı için torpil yapıp ilk bu tarifi gönderdim:-)) Yapılışına gelince;

Hamuru mercimekli poğaçada kullandığım hamurun aynısı;
  • 2 yumurta (birinin sarısı üzerine)
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 çay bardağı süt
  • 1 paket kuru maya50 gr. Margarin (oda sıcaklığında yumuşamış)
  • 3 su bardağı un ( unu azar azar eklemek lazım yumuşak ele yapışmayan bir hamur olmalı, duruma göre un miktarı ayarlanmalı)
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı şeker

İç için;

  • Haşhaş ezmesi
  • 1 yemek kaşığı tereyağ

Hamur için tüm malzemeler karıştırılarak ele yapışmayan esnek ve yumuşak bir hamur hazırlıyoruz.

Haşhaş ezmesini 1 kaşık kadar tereyağda 1-2 dakika kavuruyoruz, ılımaya bırakılıp hamurumuzu 2-3 mm. kalınlığında açıyoruz. Haşhaş ezmesini hamura reçel sürer gibi sürüyoruz. Hamuru rulo şeklinde kıvırıp parmak kalınlığında dilimliyoruz. Dairesel dilimleri yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine diziyoruz ve üstüne yumurta sarısı sürüyoruz. 175 C lik fırında üzeri kızarana kadar (yaklaşık 15 dak.) pişiriyoruz. Afiyet olsun.

12 Ağustos 2008 Salı

ZEYTİNLİ ÇÖREK




Uzun zamandır kullandığım maya, vanilya vb. paketlerinin arkasında aklıma yatan bir tarif oldumu paketi tarif defterimin arasına koyup saklamak gibi bir adetim vardı ama bu paketler defter arasında kurutulmuş çiçek taklidi yapmaktan öte bir işe yaramamışlardı... Sonunda aralarından bazıları için tahliye kararı çıktı, bavulunu alıp ilk çıkan da Dr Oetker Maya paketi kıyafeti ile zeytinli çörek oldu, çıkar çıkmaz da kurda kuşa olmasa da Pelin'le Barkın'a (kendileri ikizlerim olur) yem oldu...Yem olmadan önce tanık olduğu tarif ise şöyle:

3 su bardağı un
1 yumurta
100 gr. margarin
1 çay bardağı ılık süt
1 tatlı kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı şeker
1 su bardağı çekirdeksiz siyah zeytin

Unu eleyip maya ile karıştırın, diğer malzemeleri de ekleyerek yoğurun, üzerini kapatıp ılık bir ortamda 40-50 dakika dinlendirin. Çok dinlendi, artık kaldırın ve 0,5 cm. kalınlığında açın, üzerine zeytinleri serpin ki uykusu iyice açılsın, sonra rulo şeklinde sarın 2 cm. eninde dilimlere kesin, dilimleri yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin, üzerine zeytinyağ sürüp kekik serpin.
Eğer benim gibi doğranmış zeytininiz az kalmışsa ve yetmeyip sizi yarı yolda bırakırsa hamurun yarısına açtıktan sonra haşhaş sürüp rulo yaparak haşhaşlı ekmek tadında ikinci bir çeşit de yaratabilirsiniz 25 dak. bekletip 180 C fırında 25-30 dak. pişirin.
Afiyet olsuuuuun.

19 Temmuz 2008 Cumartesi

MAHLEPLİ KURU PASTA


Madem bu sıcakta Ankara'yı bekliyorum bari eski blogumda kalan tarifleri de buraya taşıyayım artık dedim ve yeni tariflerin arasına birer ikişer eski tariflerimi de eklemeye karar verdim, ta ki hepsi bir sayfada buluşuncaya kadar... Derkeen planlarda ufak bir değişiklik oldu ve 5 günlük minik bir tatil için Kemer'e gitmeye karar verdik. Ama bu sürede yayımlanması gereken postları tarihlerine göre ayarladım ve ben yokken de hep aynı tarifi görmek zorunda kalmayacaksınız:-)
(laf aramızda aslında bu yazıda ben tatildeyken yayımlanacak:-)))))))))

Eveeet gelelim kuru pastamıza...

Çayın yanında mis gibi kıyır kıyır kuru pasta, hem de malepli. Mahlebin daha pişerken fırından yaydığı kışkırtıcı koku rejim, perhiz falan dinlemiyor...
İşte hiç tereddütsüz misafirlerinize hazırlayabileceğiniz pratik bir tarif. Yalnız şekil verirken çok özenmeyin ki hazır almadığınıza, sizin yaptığınıza inandırmak için yemin billah etmenize gerek kalmasın:-)))


Malzemeler:

2 bardak un
1 kahve fincanı sıvı süt kreması
120 gr. margarin (yumuşak)
1,5 tatlı kaşığı mahlep
1/2 tatlı kaşığı tuz
1 yumurta (sarısı üzerine sürülecek, akı ile de renkli bezeler yapılabilir, onun tarifi de yakında...)
Üzerini süslemek için çörekotu, susam veya mavi haşhaş
Yapılışı:
Oda sıcaklığında yumuşatılmış margarin, sıvı krema (ben genellikle Pınar'ın 200 ml.lik paketini tercih ediyorum), tuz ve mahlep iyice karıştırılır. Un elenerek bu karışıma katılır, unun cinsi kıvamı etkileyeceğinden unu azar azar eklemekte fayda var. Hamurun kıvamı tok, çocukların oyun hamuru kıvamında olmalı (ikiz annesi olunca tarifler de böyle oluyor işte:-)).
Hamur, stretch filme sarıp 1 saat buzdolabında bekletilir. Şekil vermek için ister küçük parçalar kopartarak pastanelerdeki gibi şekil verebilir isterseniz hamuru yarım cm. kalınlığında açıp kurabiye kalıplarıyla keserek şekil verebilirsiniz.
Kurabiyeler yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizilir (şu yağlı kağıdı icat edenden Allah razı olsun). Üzerine yumurta sarısı sürülerek isteğe göre çörekotu, susam veya mavihaşhaş serpilir. Mavi haşhaş lezzet olarak gerçekten çok yakışıyor. 170 C'lik fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 20 dak. pişirilir.
Dilerseniz mahlep yerine kırmızı biber de koyabilir ya da sade yapabilirsiniz.

Afiyet olsuuuun...

5 Mart 2008 Çarşamba

PÇDS-17 ve MERCİMEKLİ POĞAÇA


Porselen Demlik Çay Saati Etkinliği 16 için sevgili Aynur’un (http://papatya68.blogcu.com/) davetine katılmayı çok istemiştim ama etkinlikler arası zamanlamayı iyi yapamayınca maalesef yetişemedim. Aynı üzüntüyü tekrar yaşayıp mahcup olmamak için PDÇS 17’ye evsahipliği yapan sevgili Belgin'in davetine eski blogumdan bir tarifle katılmaya karar verdim mercimekli poğaçamı alıp Belgin’in kapısını çaldım.

Benim vazgeçilmezlerim arasında yer alan bir tarif mercimekli poğaça. İçini fazla hazırlayıp buzluğa atarak acil durumlarda kullanmak da mümkün üstelik. Tarifine gelince;

Hamuru;

  • 2 yumurta (birinin sarısı üzerine)
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 çay bardağı süt
  • 1 paket kuru maya
  • 50 gr. Margarin (oda sıcaklığında yumuşamış)
  • 3 su bardağı un
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı şeker

    ( unu azar azar eklemek lazım yumuşak ele yapışmayan bir hamur olmalı, duruma göre un miktarı ayarlanmalı)


İç için;

  • ½ su bardağı yeşil mercimek
  • 1 küçük soğan
  • tuz
  • karabiber

Yeşil mercimekler haşlanır, soğan ince kıyılır çok az yağ ile kavrulur, içine haşlanan mercimek tuz ve karabiber ilave edilerek 5-10 dak. daha kavrulur, sonra soğumaya bırakılır.
Hamur için tüm malzemeler karıştırılarak ele yapışmayan esnek ve yumuşak bir hamur hazırlanır. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılır avuç içinde düzlenir ve içine mercimekli harçtan konarak şekil verilir. Yağlı tepsiye dizilen poğaçalar kabarması için 1 saat kadar dinlendirilir. 175 ºC lik fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 20 dak. Pişirilir.

Afiyet olsuuuuuun.